2 Mayıs 2014 Cuma

BOL HAREKETLİ OYUNLAR :)



1-EŞLİ KOVALAMACA

Sınırları belli bir oyun alanında, çocuklar arasından altı kişi seçilir. Bunlar ikişer ikişer eşlendirilir ve birbirlerinin ellerinden tutarlar: Oyuna başlama: Oyunu yöneten işaret verince, elele tutan eşler tek olanları kovalamaya başlar, eşlerden birisi bu arada hangi oyuncuya elini değdirmişse onunla yer değiştirir. Belli bir süre sonra hiç vurulmamış olanlar oyunda başarılı sayılır. (Eşlerden birisi oyuncuyu vurabilir, her ikisi vuramaz)
2-EL TUT KURTUL
Oyuncular arasından bir ebe seçilir, diğeri oyun alanına dağılırlar. Oyuna başlama işareti verilince, ebe tek olan arkadaşlarını kovalamaya başlar. Bu çocuklar vurulacağını anlayınca hemen bir çocuğun elinden tutar, vurulmaktan kurtulur. Ebe bu sefer başka birini kovalar. El tutmadan vurulan, ebe ile yer değişir.
3-KEDİ İLE FARE:
Çocukların serbestçe oynayabilmeleri için bu oyunu açıklık bir yerde oynamak daha iyidir
Bir tara ya bir iskemle, yad bir direk veya çocukların arkasına geçerek saklanabilecekleri herhangi bir şey konulur. Bazen de ağaçta bu vazifeyi görebilir. Bundan on onbeş metre uzakta bir çizgi çekilir. Çocukların içinden bir tanesi kedi olur. Ağacın veya iskemlenin arkasına saklanır, diğer çocuklar ise faredir.Onlar çizgini arkasında dururlar. Fareler diye işaret verilince fare olan çocuklar hepsi birden kedinin saklı olduğu yere doğru giderler ve iskemle veya ağaca fareyi takliden elleriyle dokunurlar. Kedi istediği zaman saklı olduğu yerden çıkar, fareleri ta çizgiye kadar kovalar, çizgiye gitmeden yakalanan fareler kedi yavrusu olurlar, büyük kedi ile beraber ağacın arkasına saklanırlar, sonra kedinin emriyle fareler yaklaştığı zaman onunla beraber fareleri kovalarlar, oyuna böylece bir fare kalıncaya kadar devam edilir. En sona kalan fare öteki oyun için kedi olur.

4-TAZI VE TAVŞAN
Çocuklar elele tutuşarak bir daire teşkil ederler. Çocuklardan biri tazı olup dairenin içinde durur, bir diğeri ise tavşan olup dairenin dışındadır. Tazı tavşanı kovalar ve dairenin öbür tarafına geçmeye çalıştıkça dairedekiler kollarını alçaltarak veya yükselterek mani olmaya çalışırlar. Arada sırada çocuklar tazıyı dairenin öbür tarafına geçmeye bırakırlarsa oyun daha heyecanlı olur. Tazı tavşanı tutunca daireye girilir ve yerlerine başkaları tazı ve tavşan olur.
5-Kurt-Kuzu (Kuyruk koparma) : çocuklar iki gruba ayrılır, herkes önündekinin beline sarılır. En öndekiler diğer grubun en sonundakini koparmaya çalışır. Kopanlar koparan grubun içine katılır. Kaç kişi koparılıp katılırsa o kadar puan alır.
6-Kol Koparma : çocuklar karşılıklı olarak iki sıra olur. Arada 20-25 m mesafe bulunur. Herkese numara verilir. çocuklar sıkı sıkıya elleriyle kenetlenir. Karşı taraftan birinin numarası söylenir. O koşarak gelip bu diziyi koparmaya çalışır. Koparırsa bir kişiyi esir alır, koparamazsa kendisi esir olur, o diziye katılır. En çok esir alan taraf oyunu kazanır.
7-Tavşan Yuvada : çocuklar halka olur, her çocuk bulunduğu yere bir çember çizer. Çember sayısı çocuklar dan 1-2 eksik olmalıdır. Bu çemberin dışına çıkılır. Çemberlerin çevresinde şarkı söyleyip el çırparak dönülür. Düdükle yada komutla herkesin bir çembere girmesi istenir. Açıkta kalan oyundan çıkarılır.
8-Ağacını seç : Aynı oyun ormanlık alanda çember yerine ağaçlar seçilerek oynatılır. Ancak bunda seçilen ağaç sınırlandırılmalıdır. Komutla her çocuk ağacı değiştirir. Açıkta kalan cezalandırılır.
9-Hırsız-Polis : çocuklar 15-20 m. Ara ile iki sıra yapılır. Bir grup hırsız, diğer grup polis olur. Tam ortaya bir çember çizilir. İçine eşya konur. Sıradaki her çocuga bir numara verilir. Numarası söylenen hırsız ve polis çember yakınına gelir. Hırsız eşyayı çalmaya, polis yakalamaya çalışır. Başaramayan diğerine esir olur.
9-Arkada Kalma : Lider sürekli yer değiştirir. Düdükle çocuklar liderin arkasında sıra olacaktır. En sona kalan yada hiç sıraya giremeyen oyunu kaybeder.
10-Halat çekme : Yere paralel iki çizgi çekilir. çocuklar iki eşit guruba ayrılır. Çizgiler arasında, halat üzerine bir fular bağlanır. Halatı çekerek fuları kendi tarafına geçiren grup kazanır.
11-Hazine : Bir bölgenin etrafı 1 m ya da 75 cm yükseklikte halatla çevrilir. Burası hazine dairesidir. Bir grup içeride muhafız olur. Fularları kemerlerine kolayca alınacak şekilde bağlanır. Diğer grup fular kapacaktır. Bir süre sonra yer değiştirirler. Aynı süre onlar fular kapar. Süre sonunda çok fular alan oyunu kazanır.
12-Kozalak oyunu : Bir kova kozalak düzensiz olarak sağa sola saçılır. grup sayarak geri toplarlar. En çok kozalak toplayan ve kovaya koyan grup kazanır.
13-Üç kozalak oyunu : Bir kova ve üçer kozalak (taş) verilen gruplar kova ile kovaya 5 m. uzakta çizilen bir daire içine kozalakları tek tek taşır, sonra kovaya geri getirir. Önce bitiren grup kazanır.
14-Elma-simit yedirme yarışı : Gözleri bağlı ikişer yarışmacı birbirlerine simit yada elma yedirmeye çalışır. Önce bitiren kazanır. Ya da elma veya simit ipe bağlanarak asılır. Herkes kendi yemeye çalışır. Önce bitiren kazanır.
15-Şapka içindeki hayvanı görme : Bir defalık şaka oyunlarındandır. Şapka içinde istediği hayvanın gösterileceği söylenir. Aslında şapka içinde ayna vardır. Bakan kendini görür.
16-Eşini bul oyunu : çocuklar dağınık şekilde dururlar. Lider düdükle birlikte parmaklarıyla bir sayı işaret eder. çocuklar gösterilen sayı kadar eşleşerek otururlar. Dışarıda kalanlar oyundan çıkar. İki çocuk kalana kadar oyun devam eder.
17-Kaç-kurtul oyunu : çocuklar karşılıklı durarak iki halka oluştururlar. Kaçan ve kovalayan iki ebe olur. Kaçan halka dışına çıkamaz. İki kişi arasına geldiğinde dinlenebilir. Eğer sıradaki çocuklardan birine arkasını dönerse kaçan odur. Kaçan vurulursa kaçanla kovalayan değişir.
18-Peşimden gel-karşımdan gel : çocuklar daire olur ve çömelir. Ebe ayakta kalır. Daire çevresinde dolaşırken bir çocugun sırtına dokunarak “Peşimden gel.” Yada “Karşımdan gel.” Der. “Peşimden gel.” Derse ebeyi kovalayıp dokunup geri dönerek yerine oturur. Vuramazsa ebe koşarak boşalan yere oturur. “Karşımdan gel.” Derse aksi istikamette koşarak boşalan yeri kapmaya çalışırlar. Ayakta kalan ebe olur.
19-Teyzem Paris’ten geldi. : Seçilen çocuklar sırası ile sakız çiğneme; makas, dikiş makinesi, bisiklet, çamaşır makinesinin çalışmalarını taklit edeceklerdir. Ancak her taklide başlamadan önce aralarında sıra ile şu konuşma geçer. “-Teyzem Paris’ten geldi.” “-Ne getirdi?” “Sakız....” Her yanıttan sonra taklit başlayacaktır.
20- KEDi VE FARE

Öğrenciler bir veya iki halka üzerinde sıralanır. Yüzleri içe dönüktür. Bir oyuncu kedi olarak seçilir. Bu dairenin dışında kalır. Diğeri ise fare olarak dairenin ortasındadır. Kedi ; "Ben kediyim" diye seslenir.
Fare : "Ben de fareyim" der.
Kedi : "Seni yakalayacağım."
Fare : "Yakalayamazsın."
Oyun bundan sonra başlar. Kedi diğer oyuncuların engellemelerine rağmen fareyi yakalamak ister. Fare yakalanmamak için kaçar. Dairedeki çocuklar farenin kaçmasını sağlamak için ona yol verirler. Fare yakalanınca oyuna yeniden başlanır.
21-OYUNCAK OYUNU

Bütün çocuklar bir halka üzerinde sıralanırlar. Birisi ortadadır. Bütün öğrencilere birden altıya kadar numaralar verilir. Sonra öğretmen numaralara isimler verir.
Örneğin ; 1. ler Bebekler,
2. ler Trenler,
3. ler Toplar,
4. ler Tahta askerler,
5. ler Uçaklar,
6. lar Taksiler.
Bundan sonra ortadaki oyuncu, "Trenler" diye bağırır. Tren olan ikiler, geriye doğru bir adım atarak halka etrafında koşarlar ve tekrar yerlerine gelirler. Yerine ilk gelen öğrenci elini yukarıya kaldırır ve ortadaki ile yer değiştirerek, ikinci oyunu o başlatır.

22-GÜNAYDIN ( BENİMLE GELME )

Öğrenciler bir halka üzerinde, yüzleri merkeze dönük olarak durur. Bir ebe halkanın dışındadır. Halkanın etrafında koşarken hafifçe bir arkadaşına dokunarak, "Benimle gelme." der. İki oyuncu ters istikamette koşarlar. Karşılaştıkları zaman birbirlerini eğilerek selamlarlar ve "Günaydın" derler ve boş kalan yeri kapmak için koşularına devam ederler. Boş yeri kapamayan öğrenci ebe olur ve oyunu tekrarlar.

23-OYUNCAK KORUYUCUSU

Öğrenciler yüzleri merkeze dönük olarak bir halka oluştururlar. Dairenin merkezine bir oyuncak veya bir eşya konur. Bir çocuk bunun muhafızıdır. Bu öğrenci, elindeki topu halkada bir arkadaşına atar. Halkadakiler topla oyuncağı devirmek isterler. Bunu kim devirirse o muhafız ile yerini değiştirir, böylece oyun devam eder.



24-BENiMLE GEL

Bütün öğrenciler bir halka üzerinde yüzleri içe dönük olarak dururlar. Bir kişi dairenin dışındadır. Dışarıdaki oyuncu halkanın etrafında koşmaya başlayınca oyun başlar. Koşan oyuncu bir arkadaşının sırtına hafifçe dokunarak " Benimle gel." der. Dairenin etrafında bir kere koşu, arkadaşının yerini almaya çalışır. Vurulan oyuncu, arkadaşı kendi yerine gelinceye kadar dokunmaya çalışır. Bunda başarısız olursa ebe olur ve başka birisini koşturur. Eğer arkadaşına yerine gelmeden önce dokunursa kendi yine yerine geçer. Arkadaşı ikinci defa ebe olur.



25-YUVARLANAN TOPTAN KAÇ

Oyuncular bir halka yaparlar. Ayrılan bir tanesi merkezde durur. Halkadaki çocuklar bir voleybol topunu ortadaki çocuğa doğru yuvarlayarak onu vurmaya çalışırlar. Vuran oyuncu ile vurulan oyuncu yer değiştirerek oyuna devam edilir.

26-TOP ATMA

Öğrenciler yüzleri ortaya dönük, bir halka üzerinde yer alırlar. Ortada, elinde voleybol topu ile bir çocuk bulunur. Oyun başlayınca ortada bulunan oyuncu halka üzerindekilere topu iki elle, tek elle veya voleyboldaki gibi vuruşlara yaparak atar. Yandaki oyuncular da aynı şekilde topu oradaki oyuncuya atmaya çalışırlar. Öğretmen bir süre sonra ortadaki oyuncuyu değiştirir.

27-BAHÇEDEKi midilli

Çocuklar el ele tutarak, bir halka yaparlar. Yüzler ortaya dönüktür. Midilli olan çocuk ortadadır.
Dairedeki çocuklar ; " Midilli, sen bahçemize nasıl girdin ?"
Midilli ; " İçeriye atladım."
Dairedeki çocuklar ; "Nasıl çıkacaksın ?"
Midilli ; " İşte böyle."
Dedikten sonra Midilli, halkadakilerin kolları altından çeşitli denemeler yaparak halka dışına çıkamaya çalışır. Midilli dışarı çıkar çıkmaz, halka üzerindeki oyunculardan 3,4 tanesi koşucu olurlar ve Midilli'yi yakalamaya çalışırlar. Midilliyi ilk yakalayan bir sonraki oyun için Midilli olur.

28-MENDiL DÜŞÜRME

Bütün öğrenciler el ele tutuşur, yüzleri merkeze dönük olarak halka bir yaparlar. Elinde mendil olan bir oyuncu, halka etrafında koşmaya başlar. Mendili bir arkadaşının arkasına bırakır, koşusuna devam eder. Yakalanmadan arkadaşının yerini almaya çalışır. Arkasına mendil konulan öğrenci, mendilin farkına vardığı anda onu alır ve ebenin arkasından kovalar. Eğer kendi yerine kadar arkadaşına dokunamazsa ebe olur. Oyunu tekrarlarlar. Eğer arkadaşına dokunmaya muvaffak olursa kendi yerini alır, arkadaşı ikinci kez ebeliğe devam eder.
29-HENDEK ATLAMA

Birbirine paralel olmayan iki çizgi çizilir. Bir ucun açıklığı 50 cm, diğerinin ise 2 metre kadardır. Öğrenciler tek sıralı derin kolda dizilir. Çocuklar önce dar yerden atlamaya başlarlar. Atlayanlar sona kadar devam ederler. Atlayamayanlar yeniden kendilerini denerler.

30-İTFAİYECİ

Birbirlerinden 15 metre uzaklıkta paralel iki çizgi çizilir. Bütün öğrenciler çizginin biri üzerinde, yüzleri diğer çizgiye dönük olmak üzere yer alırlar. Karşı çizginin biraz gerisinde "İtfaiyeci" bulunur. Öğrencilerin hepsine 1'den 4'e kadar numara verilmiştir. Örneğin İtfaiyeci ; "Yangın ! Yangın ! 1 numaralı istasyon " diye bağırır. Bir numaralar karşı çizgiye kadar koşup geri dönerler. Diğer gruplar da bu şekilde çağırılır. Bazen itfaiyeci ; " 1 numaralı istasyon " diye bağırır. Bir numaralar karşı çizgiye kadar koşup geri dönerler. Diğer gruplar da bu şekilde çağırılır. Bazen itfaiyeci ; " Yangın ! Yangın ! Alarm var !" diye bağırır. O zaman bütün öğrenciler karşıya kadar koşup geriye dönerler.

31-E S İ R A L M A V E V E R M E

Oyuncular karşılıklı iki sıra olur. Aralarında 7-8 metre mesafe vardır. Her sıra sağdan numara sayar. A sıranın bir numarası karşıya gider. O sıranın önünden geçerken bir kişinin herhangi bir yerine dokunur ve yakalanmadan kendi sırasına doğru kaçar. Kendisine dokunulan oyuncu bunu öbür sıranın hizasına kadar kovalamaya başlar. Eğer oyuncuyu yakalarsa, yakalanan oyuncu B sırasına esir olarak gider, o sıranın en sonuna eklenir. Dokunulmadan kaçarsa B sırasındaki kovalayan oyuncu esir olur ve A sırasının en sonuna eklenir. Belli bir süre sonra hangi sıra daha fazla ise o taraf oyunu kazanır.

32-HAYVANAT BAHÇESİ

Bütün öğrenciler eşit olarak iki gruba ayrılırlar. Aralarında 4-5 metre mesafe olacak şekilde karşılıklı iki paralel çizginin üzerinde, yüzleri birbirlerine dönük olarak dizilirler. Bir grup kendilerine ( kendi aralarında seçerek ) bir hayvan ismi alır. Diğer gruba doğru yaklaşırlar. İki -üç adım kala ismini aldıkları hayvanın taklidini yapmaya başlarlar. Karşı taraftan herhangi bir oyuncu bunun hangi hayvan olduğunu tahmin ederse, hayvan ismi alan grup kendi çizgilerini geçinceye kadar kaçar, hayvanın ismini bilen grup kovalar. Yakalananlar, yakalayan gruba geçer. Oyun sıra ile devam ettirilir.

33-KÖPEKLER VE TOP

Bütün çocuklar gruplaşır, birer köpek ismi alırlar. Örneğin ; Finolar, Buldoklar, Çobanlar, Av köpekleri vb. hepsi bir çizgi üzerinde sıralanarak tek sıralı safta toplanırlar. Bir çocuk bir voleybol topu alır, bir grup köpeğin ismini çağırarak topu ileriye doğru yuvarlar. O ismi alan köpekler , topun arkasından tutmak için koşarlar. Kim önce topu yakalarsa, o atıcı olur ve oyun böylece devam eder.


34-BAHÇE YARIŞI

Başta bir lider olmak üzere bütün oyuncular bir çizgi üzerinde toplanırlar. Liderde bir top vardır. Diğer çocuklar gruba yaklaştırılıp 3-4 sebze ismi verilir. ( Biber, lahana, domates, havuç ) Lider topu sahaya doğru yuvarlarken ismi konmuş sebzelerden birini çağırır. Bu isimdeki sebzeler topu yakalamak üzere koşarlar. Kim önce topu yakalarsa liderle yer değiştirir. Diğerleri ilk yerlerine gelir, lider yeniden oyunu tekrarlatır.

35-TAVŞAN KOŞ

Çocuklar, tavşanlar ve tilkiler olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Tavşan grubunun başına bir "Anne Tavşan" seçilir. Tilkilerin kenarda bir evi olur ve bu civarda tilkiler saklanır. Anne tavşan çocuklarını geziye çıkarır ve tilkilerin evine doğru ilerler. Anne tavşan tilkilerin evine iyice yaklaştığı ve onların farkına vardığı zaman ; "Koş Tavşan, Koş ! " diye bağırır. Tavşanlar da evlerine doğru koşmaya başlarlar. Yakalananlar tilki olur. Oyun bir kaç defa böyle devam eder.

36-TOP OYUNU

Çocuklar, sayısı kadar gruba ayrılırlar. Her gruba bir top verilir. ( şimdi bir grubun nasıl oynayacağını izleyelim ) Her grupta 7 kişi olduğunu kabul edelim. 6 kişi bir çizgi üzerine dizilir ve 7 numaralı öğrenci bunların 4-5 adım ilerisinde onlarla yüz yüze gelecek şekilde yerini alır. 7 numaralı oyuncuda top vardır. Bu topu sırasıyla 1,2,3,4 diye sayarak en baştaki oyuncuya atar. O da tekrar 7 numaralı oyuncuya atar. Bu atıp tutma sırasında topu oyuncu tutamazsa en arkaya geçer, sıradaki oyuncu onun yerine geçer.

Not : Bu mesafe yakın görülürse uzatılabilir.

37-SENİ TUTABİLİR MİYİM ?

Bir öğrenci lider olur ve çizginin üzerinde durur. Diğerleri sarı, kırmızı, siyah, beyaz renklerini alırlar. Renk ismi alanlar liderden 4-5 metre mesafede dağınık olarak dururlar. Çocuklar seslenir ; "Ali seni tutabilir miyiz ?" Lider ;"Eğer beyazsanız ?" der. Beyazlar Ali'yi ( Yani lideri ) tutmak için koşarlar. Hangisi önce Ali'ye dokunursa o lider olur ve oyuna böylece devam edilir.

38-HOPLA MİDİLLİ

Bütün çocuklar bir çizgi üzerinde sıralanır. İçlerinden birisi Midilli olur. Midilli iki ayağı ile hoplaya hoplaya bir kaç adım ileri giderken, diğerleri de onu taklit ederek takip ederler. Birden bire Midilli "Dur" der ve gerideki çizgiye kadar arkadaşlarını kovalayarak onları vurmaya çalışır. Yakalananlar, Midilli'nin yardımcısı olur ve bir dahaki seferde onlarda arkadaşlarını vurmaya çalışır. En son kalan oyuncu bir dahaki oyun için Midilli olur.
39-ÜÇ AYI

Oyunculardan biri çocuk ayı, diğeri anne ayı, öteki baba ayı olur. Bahçenin bir köşesine gider, sırtlarını arkadaşlarına dönerler. Diğerleri bahçenin başka bir ucundan başlayarak ayılara yaklaşırlar. İçlerinden bir sorar ;
- Evde kim var ?
- Çocuk ayı.
Başka biri sorar ;
- Evde kim var ?
- Anne ayı.
Ve başka biri sorar ;
- Başka kimse yok mu ?
- Baba ayı var.
Bunun üzerine üç ayı arkadaşlarını kovalamaya, diğerleri de kaçmaya başlar. Yakalanan öğrenci olduğu yere oturur. Son üç kişi kalana kadar oyuna devam edilir. Sonraki oyunun ayıları bunlar olurlar.

40-AĞAÇLARDAKİ SİNCAPLAR

Bütün çocuklar 7-8 kişilik gruplara ayrılırlar. Her grup el ele tutarak bir daire yapar. Bir kişi ortada bulunur. Birisi de ebe olarak dışarıdadır. Daireyi oluşturan çocuklar bir ağacı temsil eder. Dairenin ortasındaki öğrenciler sincaplardır. Ebe olan öğrenci de sincaptır. Öğretmenin düdüğü ile sincaplar, kendi dairesinden çıkar ve başka daireye giderler. Bu sırada ebe olan sincap da kendisine bir ağaç bulur. Dışarıda kalan ebe sincap olur. ( Öğretmen bütün çocuklara sincap olma olanağı vermelidir.)


41-SIKI SIKI SARILALIM

Bütün öğrenciler dağınık olarak bahçede dolaşmaya başlarlar. Bir yandan da öğretmenin vereceği komutu izlerler. Öğretmen düdüğü çalar ve aynı anda kollarından birini havaya kaldırarak parmaklarıyla herhangi bir sayı gösterir. ( 1,2,3,4 veya 5 ) Düdük sesini duyan öğrenciler öğretmenin hangi sayıyı gösterdiğine bakarak bu sayıyı tamamlamak üzere arkadaşlarına sıkı sıkı sarılır. Bir süre sonra öğretmen oluşan grupları kontrol eder, sayıyı tamamlayamayan veya tek kalan öğrencileri eler ve oyuna devam edilir. (1 sayısı işaret edildiğinde öğrenciler tek başlarına hazır olda beklerler.)


42-KOYUNLAR VE KÖPEKLER

Öğretmen bütün kahverengi ayakkabılılar koyundur der. Diğerleri de köpek olurlar. Bundan sonra öğretmen ; "Kaçın koyunlar" der ve koyunlar kaçmaya başlar. Bir kaç saniye sonra köpeklere " Yakalayın koyunları " denilir. Köpekler koyunların arkasından gider ve onları yakalayıp geri gelirler.

43-L İ D E R İ İ Z L E

Bütün çocuklar eşit sayılarda 7-8 gruba ayrılır. Bir grup 7 kişiden fazla olmamalıdır. Her grup derin kolda toplanır. 1 numaradakiler grubun lideridir. Öğretmenin işaretiyle oyun başlar. Lider çeşitli yürüyüş ve hareketler yapar, diğerleri onu takip ederler. 3-5 hareketten sonra öğretmen yine düdük çalar ve lider değişsin der. Bu komutla 1 numaradaki lider en arkaya geçer ve 7 numaralı oyuncu olur. 1.numaradakiler liderdir. ( Yani önde olan lider olur.) Öğretmen her çocuğa bir lider olma şansını tanımalıdır.

44-Ç Ö M E L İ K E L S E N D E

Öğrenciler bahçeye dağılırlar. Bir kişi ebe olur. Öğretmen düdük çalınca ebe hariç diğer çocuklar leylek gibi tek ayakları üzerinde dururlar. Ebe dokunmak üzere leyleklere yaklaşır. Leylekler bir ayakla sekerek kaçarlar. Kime dokunursa o çömelir. En son kalan leylek, ebe olur.



45-İ H T İ Y A R S İ H İ R B A Z

Bir çocuk "İhtiyar Sihirbaz" olarak seçilir. Diğerleri bir kaç adım mesafeden onu izlerler. Çocuklar sihirbazla alay ederler ; "İhtiyar sihirbaz, sihrini kaybetti !" , "sözde zengindi ama yerden 5 kuruşu bile alıyor !" derler. Sihirbaz kızar ve döner ; "Sizler kimin çocuklarısınız ?" diye sorar Çocuklar ; "Bakkalın Çocuklarıyız" , "kimsenin çocukları değiliz" , " Bekçinin çocuklarıyız " gibi değişik şeyler söylerler.
En sonunda birisi ; " Senin " der.
Sihirbaz kızar ve onları kovalamaya başlar. Kime elini değdirirse o çocuk sihirbaz olur, diğerlerini tutmak için o da sihirbaza yardım eder.
46- Mektup Var

Yarışmacılar yanyana dizilirler.Bir çocuk ebe olur.Hepsine bir kent adı verilir.Biraz ileriye bir kale çizilir.Ebe yarişmacılarla kale arasında durur ve ‘’ Size bir mektup var’’ diye bağırır.Çocuklar hep birden ‘’ Nereden? ‘’ diye sorarlar.Ebe ise bir kent söyler.Adı söylenen çocuk fırlayıp ebeyi tutmaya çalışır.Ebeyi kaleye varmadan yakalayabilen çocuk ebe olur.

47- Mısır Patlatma

Oyuncular küçük bir halka yapar ve çömelik duruma geçerler.oyunu yöneten:
- ‘’Şimdi hep birlikte mısır patlatacağız.Ocağımızı yakalım,mısırları tavaya koyalım,içine biraz yağ koyalım,lezzetli olması içinde içine biraz tuz atalımve mısırlarımızın ısınmasını bekleyelim.Mısırlarımız yavaş yavaş ısınmaya başladı.En alttaki mısır ısınmaya başladı ve patladı’’,der.Oyuncular ‘’Pat’’ sesi çıkararak zıplarlar.Oyunun yönetmeni :
- ‘’İki mısır daha ısındı ve patladı’’ der.Oyuncular iki defa pat sesi çıkarıp,zıplarlar.Oyunu yöneten,istediği biçimde mısırları patlatarak oyunu uzatır.’’Mısırların hepsi ısındı’’ der ve çocuklar ‘’Pat’’sesi çıkararak zıplamaya başlarlar.

48- Kapalı Gözle Nişan Alma Oyunu

MATERYAL : Yazı Tahtası,Tebeşir

OYUNUN OYNANMASI:

Öğretmen yazı tahtasına,çocukların boyunu aşmayacak bir yükseklikte iç içe üç daire çizer.Yazı tahtasının 4-5 adım karşısına bir oyuncu yerleştirilir.Öğretmen oyuncuya:
- ‘’Gözlerin bağlı olarak bu dairelerin en küçüğüne parmağını değdirebilirsen oyunu kazanacaksın ve Günün nişancısı olarak ilan edileceksin’’ der.Bundan sonra her oyuncu birer kez şansını dener.En küçük daireye nişan alanlar alkışlanır ve Günün nişancısı olurlar.

49- Yağmur,Kar,Fırtına

OYUNUN OYNANMASI:

Oyuna başlamadan önce Yağmur,Kar,Fırtına sözcüklerinin karşılığında yapılacak hareketler çocuklara öğretilir.Yönetici,yağmur dediği zaman oyuncular parmaklarını yere doğru çevirerek kollarını aşağı yukarı indirip kaldırmaya başlar.Kar denildiğinde eller göğüse vurulur.Fırtına denildiğinde bütün oyuncular ‘’vuuuuuuu’’ seslerini çıkarır ve el çırpmaya başlarlar.Önce oyunun bir denemesi yapılır,daha sonra oyuna geçilir.Oyunda değişiklik olarak ‘’Benim söylediğimi yapın.Sizi şaşırtmak için bazen yanlış hareketler gösterebilirim’’der.Oyunda yanılanlar seyirci olarak kalır,hareketlere katılmazlar.

50- Kedi Fareyi Bul

OYUNUN OYNANMASI:

Çocuklar arasından bir kedi seçilir.Bunun yüzü duvara döndürülür.Diğer oyunculardan biri fare olur.Bunu kedi bilmemelidir.Öğretmen kediyi yanına çağırir ve:
-‘’Arkadaşların arasında bir fare saklanmış.Sen bunu yakalarsan bütün arkadaşların kedi gibi miyavlayacaklar,ama uzağında olursan hiçbirinin sesi çıkmayacak ‘’ der. Bundan sonra kedi yavaş yavaş arkadaşları arasında dolaşmaya başlar.Ne zaman kedi miyavlamaları fazlalaşırsa fareye yaklaştığını anlar ve onlar arasından asıl fareyi bulmaya çalışır.Oyunu kazanırsa o da arkadaşları arasından bir kedi seçme hakkını kazanır.
EĞLENDİRİRKEN ÖĞRETEN ŞARKILAR 

HAYDİ HAYDİ GELİN
Haydi Haydi Çocuklar
Bugün Erken Kalkalım
Kırlardan Annemize 
Çiçekler Toplayalım
Kırlardan Annemize 
Çiçekler Toplayalım

Yanağına Bir Buse
Koyup Uyandıralım
Üzmeyelim Annemizi
Bugün Hiç Kırmayalım
Üzmeyelim Annemizi
Bugün Hiç Kırmayalım

Bugün Anneler Günü
Annemize Koşalım
Sarılıp Annemizi
Sevindirip Coşalım
Sarılıp Annemizi
Sevindirip Coşalım
Sarılıp Annemizi
Sevindirip Coşalım
Sarılıp Annemizi
Sevindirip Coşalım

TELEFON

Telefonun delikleri içinden
Ufak tefek parmakları yüzünden
Ah bilseniz başımıza ne geldi
Küçük kardeşimin yüzünden
Babam evde yokken telefon eder
Bütün şehri arar rahatsız eder
Sayıları bilmez küçük yumurcak
Bilmeyiz ne zaman akıllanacak
11-20-45’ten taksiler geldi
20-80-70’den ambulans geldi
20-00-00’dan polisler geldi
Kızdılar babamı alıp gittiler.
KÖYLÜ KIZI
KÖYLÜ KIZI ÇAMAŞIR YIKAR;
ÇAMAŞIR DA KİRLENİNCE DÖNE DÖNE AĞLAR!

KÖYLÜ KIZI BULAŞIK YIKAR;
TABAK DA KIRILINCA DÖNE DÖNE AĞLAR!

KÖYLÜ KIZI SAÇINI TARAR;
TARAK DA KIRILINCA DÖNE DÖNE AĞLAR!

KÖYLÜ KIZI YUMARTA TOPLAR;
YUMURTA DA KIRILINCA DÖNE DÖNE AĞLAR!


Ben kimsesiz bir mumum,
Böyle yanar dururum.
Etrafımda deliceNe dönersin kuzum? 
Pervane:Pervaneyiz, dönerizSen işine baksana!Işığımız bitiyor,Daha fazla yaksana. 
Mum:Sokulmayın pek bana Yanarsınız sonra ha!Gördünüz mü ben sizeYanarsınız dedim ya! 
Pervane:pervaneyiz, yanarızDoğru söze kanarız.Söndürürüz biz seniPüf!.. Sonra kaçarız.

odana serdim hali,
boyu bir reyhan dalı vay.
gören maşallah desin,
kimin var böyle yari vay.
susamım, sümbülüm, bir tanem amman,
çok sevdim, ölüyom inan.

Kış Bitiyor 
Kış bitiyor artık bahar gelecek
Çiçekler açacak kuşlar ötecek
Çiçekler açacak kuşlar ötecek

Yağmurlar göklerden bereketiyle 
Şakır şakır yağacak yüzler gülecek
Şakır şakır yağacak yüzler gülecek

Dere tepe renk renk çiçek açacak
Çayırda kuzular zıp zıp koşacak
Çayırda kuzular zıp zıp koşacak

Çimenler bizlere yeşil bir halı
Koşun çocuklar hazır salıncak
Koşun çocuklar hazır salıncak

AİLEM
Annem, Babam, Kardeşim,
Hepside Canım Benim.
Yuvam Denince Bana,
Onlar Gelir Aklıma.

Başarırsak Bir İşi,
Onlar Kucaklar Bizi,
Sevinçliyse Annem – Babam,
Mutludur Benim Yuvam.

Annem, Babam, Herşeyim,
Kardeşim Canım Benim.
Gelince Dedem, Ninem,
Şenlenir Benim evim
Başarırsak Bir İşi,
Onlar Kucaklar Bizi,
Sevinçliyse Annem – Babam,
Mutludur Benim Yuvam


NASIL EL YIKANIR.
BİR SABUNLARIM ELLERİMİ,
İKİ ELLERİMİN ARKASINI, 
ÜÇ PARMAKLARIMIN ARASI, 
DÖRT PARMAKLARIMIN ARKASI, 
BEŞ BAŞ PRMAKLARIMI, 
ALTI AVUÇLARIMIN İÇİNİ, 

BOL SUYLA DURULARIM, 
HAVLUYLA KURULARIM, 
SABUNLA HEPİMİZ 
SAĞLIKLI TERTEMİZİZ. (nakarat 2 kere)

MEVSİMLER
Bir yılda tam dört mevsim,
Hepsi de ayrı resim.
Gel birlikte sayalım,
Takalım birer isim.
İlkbahar,yaz,sonbahar,
Kış gelince kar yağar.
Haydi hay di evine,
Her tarafta soğuk var.
Kartal dağda uçuyor.
Bülbül dağda ötüşür.
Baharda kuzu meler.
Yazın her yer tutuşur.
İlkbahar,yaz,sonbahar.
Kış gelince kar yağar.
Haydi hay di evine,
Her tarafta soğuk var.


ŞU TRENİ DURDURALIM
YEŞİL BOYAYA VURDURALIM
ÇIKTIM ŞU DALIN TEPESİNE
DÜŞTÜM OKULUN BAHÇESİNE
GÖREN HERKES ŞAŞIRIYOR
BAL TACI'NIN ÇOCUKLARINA 


okuluma başladım
okuluma başladım hergün erken kalkarım 
önce yüzümü yıkar saçlarımı tararım 
kahvaltımı yaparım dişleri fırçalarım
elbiselerimi giyip hemen okula koşarım 
öğretmenim çok tatlı melekmi melek 
arkadaşlarımda var hepsi bir çiçek 
oyunlarla şarkılarla biz eğleniriz 
öğretmenim biz seni pek çok severiz.

Düşler.......

Düşlerimde hep
Ayda gezerim
Yıldızlarla ben
Işık saçarım
Meleklerle hoş
Sohbet ederim
Bulutlarla ben
Uçmak isterim

Yükselince ay
Camı açarım
Düşlerimdeki
Yere kaçarım
Sen de böyle yap
Yüreğini aç
Ellerimi tut
Hayaller ne hoş
Üzülmekse boş
Uçurtmayla uç
Gökyüzüne koş
Şarkılarla coş 


ben bir iplik kuklayım
hahahaha
kıpır kıpır oynarım
hahahaha
kim oynatırsa beni
hahahahaha neşe ile zıplarım
hahahahaha

önce kafa 
sonra kol
ellerimi unutma
alt tarafta 
diz ayak hahahahahaa

Renkler.......

Ben bir küçük ressamım
Pembe sarı boyarım
Yeşil yeşil ormanlar
Mavi mavi denizler
Turuncudur portakal
Gökte sarı güneş var

Fırça kalem ve kağıt
Olmazsa resim olmaz
Reklerle oynamaktan
Hiç bir çocuk sıkılmaz
..................................
En sevdiğim renklerse
Kırmızıyla beyazdır
Ay yıldızlı bayrağım
Kırmızıyla beyazdır 



ALİ BABANIN ÇİFTLİĞİ
Ali Babanın bir çiftliği var, Ali Babanın bir çiftliği var
Çiftliğinde kuzuları var. Çiftliğinde arıları var
Mee meee diye bağırır Vızzz vızzzz diye bağırır
Çiftliğinde Ali Babanın. Çiftliğinde Ali Babanın
Ali Babanın bir çiftliği var Ali Babanın bir çiftliği var
Çiftliğinde inekleri var Çiftliğinde tavukları var
Möö mööö diye bağırır Gıt gıt gıdak diye bağırır
Çiftliğinde Ali Babanın Çiftliğinde Ali Babanın.

ANADOLU
Sen ne güzel bulursun Billur ırmakları var,
Gezsen Anadolu’yu. Buzdan kaynakları var
Dertlerden kurtulursun Ne hoş toprakları var
Gezsen Anadolu’yu. Gezsen Anadolu’yu.


ANNEM
Anlat bana anneciğim
İyileri kötüleri
Öğret bana , öğret bana
Bir yok göster geleceğe
Sevgi sende ışık sende
Duygu sende ışık sende
Bilgi sende görgü sende
Sabır sende , güzel anneciği.


ANNEM
Küçücükken başucumda bana ninni söylerdin,
Sabahları uyanınca beni okşar severdin.
Benim annem güzel annem beni al dizlerine,
Kucağında okşa beni,ninniler söyle bana.
Bugün hala kulağımda,çınlıyor tatlı sesin
Güzel annem kalbimin sen en büyük neşesisin

ANNEMİZE TÜRKÜ
Güneşin alası çok Çocuğa bakar anne
Her evin çilesi çok Evine tapar anne
Analar çeker yükü Gece gündüz çalışır
Kimsenin bilesi yok Yarını yapar anne
Gelin çiçek derelim, Gelin çiçek derelim
Yollarına serelim. Yollarına serelim
Sevgi dolu türkülerle Sevgi dolu türkülerle
Annemize verelim Annemize verelim


ARILAR (RONT)
(Hep birden)
Yaz geldi çiçekler açtı,arılar hep çalışır.
Aır vız vız, arı vız vız vız, arı vız vız vız diye çalışır.

(Arılar)
Önce menekşeyi koklar ,sonra gülü emeriz.
Çiçek balını, çiçek balını,çiçek balını çok severiz.

(Arılar)
Balı,mumu yüklenir, kovanımıza döneriz.
Arı evini, arı evini arı evini mumla öreriz.

(Kovan)
Fırtınalı, kışın karlı buzlu günde,
Arı uyuklar,arı uyuklar, arı uyuklar soğuk havada.

(Çiçekler)
Yaz geldi nazlı çiçekler, güzel güzel açalım.

(Arılar)
Haydi arılar, haydi arılar biz de kıra kaçalım.



ARKADAŞIM EŞEK
Kaç yıl oldu saymadım köyden göçeli, Dün yine seni andım gözlerim doldu
Mevsimler geldi geçti görüşmeyeli. O tatlı günlerimiz bir anı oldu.
Hiç haber göndermedin o günden beri Ayrılık geldi başa katlanmak gerek
Yoksa bana küstün mü unuttun mu beni? Seni çok çok özledim arkadaşım eşek.
Arkadaşım eş
Arkadaşım şek
Arkadaşım eşek.
Yaban tayları çayırda tepişiyor mu? Uzun kulaklarını son bir kez salla
Çilli horoz kedilerle sevişiyor mu? Tüm eski dostlardan bir haber yolla.
Sarı kız minik buzağıyı sütten kesti mi? Ayrılık geldi başa katlanmak gerek
Kuzularla oğlaklar sevişiyor mu? Seni çok çok özledim arkadaşım eşek.
Arkadaşım eş
Arkadaşım şek
Arkadaşım eşek.



ATATÜRK ÖLMEDİ
Atatürk ölmedi Gençliğe güç veren devrimler senin
Yüreğimde yaşıyor. Yurduma çizdiğin aydın yol senin
Uygarlık savaşında Gençlik senin sen gençliğinsin.
Bayrağı o taşıyor Ölmedin ölemezsin.
Her gücü o aşıyor Ölmedin ölemezsin.





BİR ÇOCUK
Bir gün,bir gün,bir çocuk eve de gelmiş kimse yok
Açmış bakmış dolabı,şekerde sanmış ilacı.
Yemiş yemiş bitirmiş,akşama doğru bir sancı.
Kıvrım kıvrım kıvranmış,hastaneyi boylamış


BİR DÜNYA BIRAKIN
Bir dünya bırakın Bir vatan bırakın
Biz çocuklara Biz çocuklara
Islanmış olmasın Ulaşsın şarkımız
Göz yaşlarıyla Güneşle ay a

Oynaya oynaya Oynaya oynaya
Gelin çocuklar Gelin çocuklar
El ele, el ele verin El ele el ele
Verin çocuklar Verin çocuklar


BİR GÜN OKULA GİDERKEN
Bir gün okula giderken Bir gün okula giderken
Her şeye dikkat ederken Her şeye dikkat ederken
Küçük bir hanımcık, Küçük bir ihtiyarcık
Yürüdü azıcık azıcık. Yürüdü azıcık azıcık
Tın, tın,tın,tın,tın. Hım,hım,hım,hım,hım


BOP SİTİLER
Bop sitiler, sitiler
Asfalttan geçemezler.
Sebebi sebebi cepleri dolu leblebi
Bop sitilinin kravatı
Sanki de vapur halatı
Sebebi sebebi cepleri dolu leblebi
Bop sitilinin şapkası
Sanki de vapur bacası
Sebebi sebebi cepleri dolu leblebi





CEVİZ ADAM
Ceviz adam şip şap şup,
Burnuda uzun lu lu lu
Kaşları keman gıy gıy gıy,
Saçları rüzgar vu vu vu.
Karnıda davul güm güm güm,
Bize güler ha ha ha.

ÇAYDANLIK:
Küçücük çaydanlık, Kocaman karnı
Şurada ağzı var,Şurada sapı
Kaynayınca suyu çağırır bizi
Kaynayınca suyu içeriz çayını
Lık lık da lık lık, Lıka lıka lık lık,
Lık lık da lık lık, Lıka lıka lık lık,









DAĞ BAŞINI DUMAN ALMIŞ
Dağ başını duman almış Sesimizi yer,gök,su dinlesin
Gümüş dere durmaz akar Sert adımlarla her yer inlesin.
Güneş ufuktan şimdi doğar Sesimizi yer,gök,su dinlesin
Yürüyelim arkadaşlar Sert adımlarla her yer inlesin

DAHA DÜN ANNEMİZİN
Daha dün annemizin kollarında yaşarken,
Çiçekli bahçemizin yollarında koşarken,
Şimdi okullu olduk,sınıfları doldurduk,
Sevinçliyiz hepimiz, yaşasın okulumuz.
Okul bizim yuvamız, tertemiz tutmalıyız
Öğretmenler annemiz, onları çok severiz.

DAVUL
Davul demiş ki gezmeye gidelim,gezmeye gidelim.
Keman demiş ki beniiii de al, beniiiii de al.
Zurna demiş ki bende bende bende, bende bende bende
Tef demiş ki hep birlikte birlikte, hep birlikte birlikte.

DAİRE:
Uçan daireyim gelin gidelim ğöğe
Birlikte döne döne
İnelim artık yere
Ne üçgene benzerim
Ne dikdötgen kareye
Sivri köşem yok benim
Öğrendinmi adım ne?
Daa –ii-ree










ELLERİM TOMBİK TOMBİK
Elerim tombik tombik Çok koşup da terleme
Kirlenirse çok komik. Soğuk sulardan içe
Kirli eller sevilmez, Sonra hasta olursun
Güzelliği görülmez Arayıp doktor bulursun
Saçlarım bakım ister Doktor gelir odana
Hele dişler,hele dişler iğne yapar popona
Kirlenmesin kulaklar Ay ay diye bağırma
Uzamasın tırnaklar Koşup anneni çağırma.

ELMA KURDU
Ben bir elma kurduyum
Kıvrıla kıvrıla gezerim
Ne zaman bir elma görsem
Hihhh!!! dayanamam hemen yerim..

EŞEĞİM
Eşşeğimin kuyruğundan sopa yapalım, sopa yapalım
Sopa gibi dağlar
Eşek düşmüş ağlar
Deh eşeğim deh deh
Çüş eşeğim çüş çüş
Eşeğimin karnından davul yapalım davul yapalım
Davul gibi dağlar
Eşek düşmüş ağlar
Deh eşeğim deh deh
Çüş eşeğim çüş
Eşeğimin kulağından kepçe yapalım kepçe yapalım
Kepçe gibi dağlar
Eşek düşmüş ağlar
Deh eşeğim deh deh
Çüş eşşeğim çüş çüş
Eşeğimin gözlerinden ayna yapalım ayna yapalım
Ayna gibi dağlar
Eşek düşmüş ağlar
Deh eşşeğim deh deh
Çüş eşşeğim çüş çüş

ELLERİM PARMAKLARIM
Sağ elimde beş parmak,
Sol elimde beş parmak
Say bak, say bak, say bak.
Hepsi eder on parmak.
Sen de istersen saymak
Say bak, say bak, say bak.
Hepsi eder on parmak.

FASÜLYE BÜYÜDÜ
Fasulye büyüdü, fasulye büyüdü
Bulutlara kadar.
Ömer tırmandı,Ömer tırmandı,
Tam üstüne kadar
Üstünde dev var,üstünde dev var,
Kahkahalar atar.
Ha ha ha ha ha ha,ha ha ha ha





HAMSİ
Hamsiyi koydum ta ta tavaya,fırladı gitti ha ha havaya
Hamsinin gözleri yeşil yeşil,geceleri parlıyor ışıl ışıl,
Her gece uyuyor mışıl mışıl, he ya mola, he ya mola heyyy.

HAYVANLARIM
Köpeğim hav hav hav hav der,köpeğim benden ne ister.
Hadi gel ,hadi gel cici köpeğim,hadi gel sana ben kemik vereyim
Kediciğim miyav miyav der,kediciğim benden ne ister.
Hadi gel,hadi gel cici kediciğim hadi gel sana ben süt vereyim
İneğim möööö möööö der ineğim benden ne ister,
Hadi gel hadi gel cici ineğim, hadi gel sana ben ot vereyim

HAYVANLARI SEVELİM
Dün küçük bir kuş ağaca kondu Dün küçük bir köpek yanıma geldi
Ne güzel ne güzel ötüyordu. Ne güzel ne güzel havlıyordu.
Gittim evden yem getirdim, Gittim evden kemik getirdim
Yemini yiyince uçtu gitti. Kemiği yiyince kaçtı gitti.
Küçük kuş,küçük kuş,yine gel,yine gel Küçük köpek küçük köpek yine gel yine gel
Gel minik kuş,yine gel Gel küçük köpek yine gel.
Dün minik bir kedi kapıya geldi, Hayvanları çok sevelim
Ne güzel ne güzel miyavlıyordu Onları hiç incitmeyelim
Gittim evden süt getirdim Onlar bizim dostlarımız
Sütünü içince kaçtı gitti. Sakın incitmeyelim .
Minik kedi minik kedi yine gel yine gel
Gel minik kedi yine gel

HAYVANLAR
Damda leylek tak tak
Suda ördek vak vak
Sevimlidir hayvanlar sevimli onlar
Evde kedi mır mırnav
Yolda köpek hav hav
Sevimlidir hayvanlar, sevimli onlar

HAYDİ BİLİNİZ
İki uzun kulağım
Bir fısıltıyı duyar
Keskin güçlü dişlerim
Küçük bir kuyruğum var
Haydi haydi biliniz
Çok kolay bir adım var
Bilemezseniz adımı
Darılırım çocuklar
Ben havucu çok yerim
Lahanayı severim
Yokuşu hızlı çıkar
İnişi güç inerim



ILGAZ
Ilgaz Anadolu’nun Yalçın kayalıkların
Sen yüce bir dağısın. Göklere yükseliyor
Baharda yeryüzünde Senin dumanlı başın
Bu cennetin bağısın. Bulutları deliyor.

İNATÇI KEÇİLER
Bir köprüde karşılaşmış iki inatçı keçi,
Ha ha hay,ha ha hay, ha ha ha ha hay
Hep huysuzluk inatçılık bu keçilerin işi,
Ha ha hay,ha ha hay, ha ha ha ha hay
Büyük keçi demiş, yol ver önce ben geçeceğim,
Ha ha hay,ha ha hay, ha ha ha ha hay
Küçük keçi demiş ,eğer verirsem öleceğim.
Ha ha hay,ha ha hay, ha ha ha ha hay
Tam köprünün ortasında iki keçi toslaşmış
Ha ha hay,ha ha hay, ha ha ha ha hay
İkiside suya düşmüş,bunu görenler şaşmış

İĞNE BATTI
İğne battı
Canımı yaktı
Tombul kuş
Arabaya koş
Arabanın tekeri
İstanbul’un şekeri
Hop hop
Altıntop
Bundan başka
Oyun yok ( BU GERÇİ TEKERLEME AMA MELODİ İLE SÖYLENDİĞİ İÇİN ŞARKI OLARAKTA ALABİLİRİZ)



KARA KEDİ (RONT)
1. kara kedi 1. çocuklar
Dolaştım bodrum kiler Aramızda işin ne
Bulamadım hiçbir av Kara kedi mırnav pist
Aç kaldı bizimkiler Mutfakta bak işine
Mır mır mır mırnav. Kara kedi mırnav pist.

2. kara kedi 2.çocuklar
Olaydım ben bir köpek Kirlidir ağzı yüzü
Isırırdım hav hav hav. Üstü başı pis mi pis
Üstüme varmayın pek Kovalım şu yüzsüzü
Mır mır mır mırnav. Kara kedi mırnav pist



KARDAN ADAM
Kardan adam yapalım Kardan adam yapalım
Burnuna havuç takalım Gözüne kömür takalım
Üşüyor bu havada Üşüyor bu havada,
Boynuna atkı saralım Şapkayı giydir başına
Kardan adam gülüyor
Öğretmenimiz geliyor
Bitti artık işimiz
Çok güzel oldu bahçemiz

KARGA
Bir gün,bir aptal karga, Oradan geçen bir tilki
Hah hah hah hah ha ha Hah hah hah hah ha ha
Bir parça peynir çalmış, Şen sesinle öt demiş
Hah hah hah hah ha Hah hah hah hah ha
Gitmiş bir dala konmuş Aptal karga gak demiş
Hah hah hah hah ha ha Hah hah hah hah ha ha
Etrafı seyre dalmış Peyniri tilki yemiş
Hah hah hah hah ha Hah hah hah hah ha.



KAYIKÇI
Fış fış kayıkçı,kayıkçının küreği,hop hop eder yüreği
Akşama fincan böreği,sabaha bayram çöreği,
Aman aman kayıkçı,çacuk çacuk kayıkçı,
Benim evde etim var bir yaramaz kedim var,
Kedim eti yerse, annem beni döverse
Vah başıma gelenler.

KELOĞLAN
Ben bir garip keloğlanım Bir koca karı anam var,
Eşeğimin yok palanı Birkaç tavuk tavuk,bir de inek
Varım yoğum doğruluktur Her gün konar kel kafama
Hiç de sevmem ben yalanı. Evsiz kalmış birkaç sinek

KIRMIZI BALIK
Kırmızı balık gölde,kıvrıla kıvrıla yüzüyor
Balıkçı Hasan geliyor,oltasını atıyor.
Kırmızı balık dinle,sakın yemi yeme.
Balıkçı seni tutacak ,sepetine atacak.
Kırmızı balık kaç kaç kaç.

KINALI KIZIM
Ah kızım kızım,kınalı kızım Ah kızım kızım,kınalı kızım
Bir tek yıldızım. Bir tek yıldızım
Seni de bir bahçıvan istiyor Seni de bir kral istiyor
Vereyim kızım. Vereyim kızım.
Ah ana ana,dilleri yana, Ah ana ana,dilleri yana,
Ben varmam ona Ben varmam ona
Onunda çizmeleri vardır Onunda parası çoktur
Yıkatır bana. Saydırır bana.
Ah kızım kızım,kınalı kızım Ah kızım kızım,kınalı kızım
Bir tek yıldızım Bir tek yıldızım
Seni de bir doktor istiyor Seni de bir öğretmen istiyor
Vereyim kızım. Vereyim kızım.
Ah ana ana,dilleri yana Ah ana ana,dilleri yana
Ben varmam ona Ben varırım ona
Onunda iğnesi vardır Onunda hiçbir şeyi yoktur
Batırır bana. Yaptırmaz bana.


KON KELEBEK
Kon kon kelebek Yaz tez geçecek
Yaldızlı böcek Ömrün bitecek
Kon işte sana Kon işte sana
Bir gonca çiçek. Bir gonca çiçek
Benim adım kelebektir
İşim gücüm eğlenmektir
Kanatlarım tülden ipek
Dolaşırım çiçek çiçek


KÖPEK UÇMAK İSTEMİŞ
Köpek uçmak istemiş, bir gün kargaya gitmiş,
Karga ona anlatmış bizimki de inanmış
Tırmanmış koşa koşa balkonun kenarına,
Açmış bacaklarını, dikmiş kulaklarını,
Havlayıp birkaç kere, armış kendini yere,
Köpek ölmüş vah vah vah,
Karga da gülmüş ha ha ha.




KÜÇÜK AYŞE / KÜÇÜK ASKER
Küçük Ayşe, küçük Ayşe Küçük asker,küçük asker
Ne yapıyorsun bana söyle. Ne yapıyorsun bana söyle
Bebeğime bakıyorum Tüfeğime bakıyorum
Ona ninni söylüyorum Ben askere gidiyorum.



KÜÇÜK KURBAĞA
Küçük kurbağa,küçük kurbağa kulağın nerede,
Kulağım yok,kulağım yok yüzerim derede
Küçük kurbağa ,küçük kurbağa kuyruğun nerede
Kuyruğum yok,kuyruğum yok yüzerim derede.
Ku vak vak vak,ku vak vak vak yüzerim derede,
Ku vak vak vak,ku vak vak vak yüzerim derede,




MASAL
Dağlar ardında,bir orman varmış
Orda bütün hayvanlar mutlu yaşarmış.
Bir avcı gelmiş, çokta zalimmiş.
Vurmuş tek tek onları,kesmiş ormanı.
Yağmur yağmamış,güneş açmamış,
O zalimin sonunu gören olmamış.

MİNİ MİNİ BİR KUŞ
Mini, mini bir kuş donmuştu,pencereme konmuştu.
Aldım onu içeriye cik cik cik cik ötsün diye.
Pır pır ederken canlandı ellerim bak boş kaldı.


MİKİ FARE
miki miki mum bacaklı miki
burnu sivri dik kulaklı miki
şeytanlıkta bütün aklı fikri
dans edelim miki fare

daldan dala konar konar miki
çok yazıktır sana sana miki
uzat kollarını bana miki
dans edelim miki fare

MİNİK KUŞ-KEDİ-KÖPEK
Dün küçük bir kuş ağaca kondu.
Ne güzel, ne güzel ötüyordu.
Gittim evden yem getirdim. (Kuş, şarkı söyleyenlerin yanına gelir ve ellerinden yemini yer.)
Yemini yiyince uçtu gitti.
Küçük kuş, küçük kuş,
Yine gel yine gel. (Kuş uçarak uzaklaşırken yem verenler ve kuş birbirlerine el sallar.)
Gel minik kuş, yine gel.

Dün minik bir kedi kapıya geldi.
Ne acı, ne acı miyavlıyordu.
Gittim evden süt getirdim, (Kedi şarkısı söyleyenlerin yanına gelir ve ellerinden sütünü içer.)
Sütünü içince kaçtı gitti.
Minik kedi, minik kedi,
Yine gel, yine gel. (Kediyi besleyenler ve kedi birbirine el sallar.)
Gel minik kedi, yine gel.

Dün küçük bir köpek yanıma geldi.
Ne güzel, ne güzel havlıyordu.
Gittim bir kemik getirdim. (Köpek, şarkı söyleyenlerin yanına gelir ve ellerinden kemiğini yer.)
Kemiği yiyince kaçtı gitti.
Küçük köpek, küçük köpek,
Yine gel, yine gel. (Köpek uzaklaşırken onu besleyenler ve köpek birbirine el sallar.)
Gel küçük köpek, yine gel.


MEVSİM
Bir yılda tam dört mevsim
Her biri ayrı isim
Gel birlikte sayalım
Yapalım birer resim
İlkbahar Yaz Sonbahar
Kış gelince kar yağar
Haydi haydi evine her tarafta soğuk var
Haydi haydi evine her tarafta soğuk var


MEVSİMLER
Hep sarıdır elbiselerim, Hep beyazdır elbiselerim,
Ben bu rengi pek çok severim. Ben bu rengi pek çok severim.
Sonbaharı cicim çok sevdiğim için, Kış mevsimini cicim çok sevdiğim için,
Hep sarıdır elbiselerim. Hep beyazdır elbiselerim.
Ben bu rengi pek çok severim, Ben bu rengi pek çok severim,

Hep yeşildir elbiselerim. Hep mavidir elbiselerim.
Ben bu rengi pek çok severim, Ben bu rengi pek çok severim,
İlkbaharı cicim çok sevdiğim için, Yaz mevsimini cicim çok sevdiğim için,
Hep yeşildir elbiselerim, Hep mavidir elbiselerim,
Ben bu rengi pek çok severim. Ben bu rengi pek çok severim.



NOTALAR
Do: bir külah dondurma
Re: masmavi bir dere
Mi: denizde bir gemi
Fa: gemide bir tayfa
Sol: papatyalı bir yol
La: güneşten bir damla
Si: evimin kedisi
İşte notaların hepsi
Baştan say





ODUNCULAR
Baltalar elimizde, uzun ip belimizde
Biz gideriz ormana hey ormana.
Yaşlı kütük seçeriz, karşılıklı geçeriz,
Testereyle biçeriz , hop biçeriz.

Ağacın yanında dur, baltayı sağından vur .
Birde sol taraftan vur kuvvetli
Kışın odun yanınca, alevler parlayınca,
Şarkı söyler oynarız hey oynarız.


ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA
Orda bir köy var uzakta Orda bir ev var uzakta
O köy bizim köyümüzdür O ev bizim evimizdir.
Gitmesek de,görmesek de, Gitmesek de,görmesek de
O köy,bizim köyümüzdür O ev bizim evimizdir
Orda bir ses var uzakta
O ses,bizim sesimizdir.
Gitmesek de,görmesek de,
O ses bizim sesimizdir.



OYNAYA OYNAYA
Oynaya oynaya gelin çocuklar, Bir bahçe bırakın biz çocuklara,
El ele, el ele verin çocuklar Göklerde yer açın uçurtmalara
Bir dünya bırakın biz çocuklara Oynaya oynaya gelin çocuklar
Yazalım üstüne sevgili dünya El ele,el ele verin çocuklar.
Oynaya oynaya gelin çocuklar Bir vatan bırakın biz çocuklara
El ele,el ele verin çocuklar. Islanmış olmasın gözyaşlarıyla.
Oynaya oynaya gelin çocuklar
El ele,el ele verin çocuklar.



ORMAN
Kestane,gürgen,palamut Dallar kol kola görünür,
Altı yaprak,üstü bulut. Yaprak,yaprağa sürünür.
Gel sen burada derdi unut, Kışın karlara bürünür
Orman ne güzel,ne güzel Orman ne güzel,ne güzel.


ÖĞRETMENİM
Öğretmenim canım benim,canım benim.
Seni ben çok,pek çok severim
Sen bir ana ,sen bir baba
Her şey oldun artık bana
Okut,öğret ve nihayet,
Yurda yarar bir insan et.







PAZARA GİDELİM
Pazara gidelim,bir tavuk alalım,pazara gidip bir tavuk alıp,napalım.
Gıt gıt gıdak,gıt gıt gıdak diyelim, happuru huppuru happuru huppuru yiyelim.
Pazara gileim bir kedi alalım,pazara gidip bir kedi alıp napalım?
Miyav miyav diyelim happuru happuru happuru huppuru yemiyelim.


PERVANE-MUM RONDU
Ben kimsesiz bir mumum Sokulmayın pek bana
Böyle yanar dururum Sonra yanarsınız ha
Etrafımda delice Gördünüz mü ben size
Ne dönersiniz kuzum Yanarsınız dedim ya
Pervaneyiz döneriz Pervaneyiz yanarız
Sen işine baksana Doğru söze kanarız
Işığımız bitiyor Söndürürüz biz seni
Daha fazla yaksana Püffff der kaçarız.

PİNOKYO
Benim güzel tahtacığım Çıplak olmaz giydirelim
Senden kukla yapacağım Bir elbise diktirelim
Testereyle biçeceğim Bir pantolon bir de şapka
Kırt kırt kırt diye İşte oldu bir kukla.
Bir çiveyle yakacağım Pin pin pinokyo
Tak tak tak diye İsmin olsun pinokyo



POSTACI
Bak postacı geliyor selam veriyor Bugün artık bu kadar darılmayınız,
Herkes ona bakıyor,merak ediyor. Yarın yine gelirim hoşça kalınız.
Çok teşekkür ederim postacı sana , Haydi git,güle güle uğurlar olsun,
Çok sevinçli haberler getirdin bana. Ellerin dert görmesin,kısmetle dolsun.




ŞAP ŞAP:
Ellerini vur vur
Şap şap şap
Şap şap şap
Ayağını vur vur
Rap rap rap
Rap rap rap
İkisini birde vur vur
Vur bur vur
İkisini birden vur vur vur

Sonbahar
Yağmaya başladı yağmurlar
Esmeye başladı rüzgarlar
Soğudu artık havalar
Geldi sohbahar

SAĞLIK VE SPOR
Dik dur, dik dur kardeşim Kolları öne uzat
Koy elleri beline Sonra da yukarıya
Sallan sallan kardeşim Çevir çevir kardeşim
Sonra eller yerine. Sonra eller yerine
Zıpla zıpla kardeşim
El çırp el çırp kardeşim
Yaşa yaşa çok yaşa
Sağlıklı ol kardeşim


SAYILAR
Gelin sayı sayalım,hep birden başlayalım.
Hazır mı çöplerimiz,iyi kulak veriniz.
Sayılardan ilki bir,ardından iki gelir.
Şöyle üç,şöyle dört,beş
Hani bizim beş kardeş
İşte çocuklar her elde beş kardeş
Beş ten büyüktür altı,nerde kaldı bizim kahvaltı.
Altı dan sonra yedi,kedi ciğeri yedi
Saymayı öğrendik biz,sekiz çöp,sekiz ceviz.
Sekizden sonra dokuz,dokuzu geçin on
Sayılara yoktur son.

ŞEN GEMİCİLER
Biz şen gemicileriz ,ne hoş gezeriz
Kaptan baba düdük çalar, durmaz gideriz.
Çıkırık, çakarak, çıkırık çakarak, makara çekeriz.
Heyamola , heyamola sefer ederiz

SEBZELER
“Sebzeleri yemeyen insan,
Hiç bir zaman güçlü olamaz.
Her zaman çok çabuk yorulur,
Hastalıktan kurtulamaz.
Havuç “gel gel yanıma” diyor
Ispanaklar güç veriyor,
Lâhana köşede gülüyor,
Maydonozlar tat veriyor.”

SEVGİ ÇİÇEKLERİ
Dağlarda çiçek çiçek /
Tarlada başak başak /
Ocakta alev alev /
Biz sevgi çiçekleri /
Halay başı çek çek /
Bizim halayı /
Tutuşan şu eller /
Sarsın dünyayı (nakarat) /
Suların mavisine /
Yaprağın yeşiline /
Barışın güneşine
Biz sevgi çiçekleri (nakarat)




SAR SAR MAKARA
Sar sar sar makarayı
Çöz çöz çöz makarayı
Bir şöyle bir böyle
Aslan geliyor
Kaplan geliyor TIP!!!




TAVŞAN
İki uzun kulağım,bir fısıltıyı duyar,
Keskin güçlü dişlerim,bir küçük kuyruğum var.
Haydi haydi biliniz,çok kolay bir adım var.
Bilemezseniz adımı darılırım çocuklar.
Ben havucu çok yerim,lahanayı severim,
Yokuşu hızlı çıkar inişi güç inerim,
Haydi biliniz, çok kolay bir adım var,
Bilemezseniz adımı darılırım çocuklar.


TAŞITLAR
Düdük çalar ince ince Vapurlar suya dizilir,
Yolcular binice Kalkarken süzülür
Gidiyor çufu çufu çuff Gidiyor dumanına bak
Uzaklarda gözü Uzaklarda gözü
Git güle güle gel güle güle Git güle güle,gel güle güle
Çok bekletme bizi. Çok bekletme biz.
Otomobil fırlar birden Uçaklar rahat havada
Kalkarken yerinden Aldırma hiç korkma.
Katıyor tozu dumana Uçuyor kanadına bak
Uzaklarda gözü Uzaklarda gözü.
Git güle güle gel güle güle Git güle güle,gel güle güle
Çok bekletme bizi Çok bekletme bizi .


TAVŞANIM
Tavşanım,tavşanım minicik tavşanım
Ayaklarında patikleri eskimiş,yırtılmış
Tavşanım ağlar,tavşanım ağlar
Tavşan bana baksana tiki tiki yapsana
Bak avcı geliyor çabuk çabuk kaçsana
Bak tilki geliyor çabuk çabuk kaçsana

TRAFİK LAMBASI
Kırmızı yandı dur bekle
Sakın acele etme
Bak sarı yandı hazır ol!
Polise yardımcı ol
Bekleme artık çabuk ol
Yeşil yandı senin yol.





VÜCUDUMUZ
İki elim,iki kolum,bacaklarım var, İki kulak,iki yanak,bir de başım var,
Her insanda bir burun,bir de ağız var. Gözlerimde kirpiğim,saçlarımda var.
Sen hiç gördün mü,üç kulaklı bir adam.? Sen hiç gördün mü,üç yanaklı bir adam?
Olur mu hiç üç kulak,dön de aynaya bak hey. Olur mu hiç üç yanak,dön de aynaya bak hey.
İki gözüm,iki kaşım,parmaklarım var,
İnci gibi dişlerim,bir de çenem var.
Sen hiç gördün mü,üç dudaklı bir adam?
Olur mu hiç üç dudak,dön de aynaya bak hey



YILDIZLAR DÖNE DÖNE PARLAR
Yıldızlar döne döne parlar (2)
Şimşekler çaktı mı çakar (2)
Güneş yüzümüzü yakar (2)
Saklanacak bir yer ararım (2)

Yaşasın Okulumuz
Daha dün annemizin,
Kollarında yaşarken,
Çiçekli bahçemizin,
Yollarında koşarken,
Şimdi okullu olduk,
Sınıfları doldurduk.
Sevinçliyiz hepimiz.
Yaşasın okulumuz.


YALANCI ÇOBAN
Sürüsünü alarak
Kavalını çalarak
Çıkmış bir gün kırlara,
Çiçekleri bayırlara.
Yalancı yalancı sana
Kimse inanmaz,
Yalancı yalancı
Sözüne kimse kanmaz.

Kurt var diye bağırmış,
Köy halkını çağırmış.
Fakat kimse gelmemiş,
Yalancıyı kurt yemiş.


YALANCI
Evvel zaman içinde,kalbur saman içinde Sopayı kapan koşmuş,fakat kurt falan yokmuş,
Bir küçük çoban varmış yalancılık yaparmış. Çoban gülmüş eğlenmiş,köylü kızıp söylenmiş
Yalancı yalancı sana kimse inanmaz Yalancı,yalancı sana kimse inanmaz,
Yalancı yalancı sözüne kimse kanmaz Yalancı,yalancı sözüne kimse kanmaz
Sürüsünü alarak,kavalını çalarak Bir gün kurt çıkagelmiş,çobanı korku almış
Bir gün çıkmış kırlara,çiçekli bayırlara Kimse koşup gitmemiş,yalancıyı kurt yemiş.
Kurt var diye bağırmış köy halkını çağırmış Yalancı,yalancı sana kimse inanmaz
Yalancı yalancı sana kimse inanmaz, Yalancı,yalancı sözüne kimse kanmaz.
Yalancı,yalancı sözüne kimse kanmaz


YEDİ CÜCE
Dün gece,yedi cüce En öndeki silahlıydı
Hoplayarak zıplayarak. Hepsi beyaz külahlıydı
Karşı ki bahçeye geldiler Tutuuuuuuppp
Ah ne kadar da güzeldiler. Yakayım derken
Hop la la hop la la Hop la la hop la la
Hop la la hop Hop la la hop



YENİ YIL
Yeni yıl,yeni yıl, yeni yıl,yeni yıl
Herkese kutlu olsun,
Yeni yıl,yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl
Herkese mutlu olsun
Eski yıl sona erdi,
Yepyeni bir yıl geldi
Yeni yıl,yeni yıl, yeni yıl,yeni yıl
Herkese kutlu olsun,
Yeni yıl,yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl
Herkese mutlu olsun



YERLİ MALI
Yerli malı kullanmak El malını harcama
Türk’e en büyük ödev Alın teri paranı
Malın sağlam,yüzün ak Eksik varsa dik,yama
Yerli malı kullan sev. Hemen açma kasanı.



YURDUMDA
Tohumlar fidana, Yuvadır kuşlara,
Fidanlar ağaca Örtüdür toprağa
Ağaçlar ormana Can verir doğaya
Dönmeli yurdumda. Ormanlar yurdumda.


23 NİSAN
Sanki her tarafta var bir düğün
Çünkü en şerefli, en mutlu gün
Bugün 23 Nisan hep neşeyle doluyor insan
İşte bugün bir meclis kuruldu
Sonra hemen padişah kovuldu
Bugün 23 Nisan,hep neşeyle doluyor insan.
Bugün Atatürk ten bir armağan
Yoksa tutsak olurdun sen inan
Bugün 23 Nisan hep neşeyle doluyor insan.




23 NİSAN
23 nisan kutlu olsun
En büyük bu bayram
Sevinin küçükler
Herkese kutlu olsun
Övünün büyükler
En büyük bayram bu bayram
23 Nisan kutlu olsun
Herkese mutlu olsun